• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
    • Görsel Destekli Tarih Videoları Sesli Tarih Menüsünde
    • Özgün Tarih Materyalleri
    • Tarihi Fıkralar
    • Tarih Yazılısından İnciler
    • Tübitak Tarih Proje Örnekleri
    • Sınavlar Bölümünde Bilgilerinizi Test Edebilirsiniz
    • Peygamberimizin Hayatı ve Örnek Ahlakı
    • KPSS Sunuları Yenileniyor
    • Bulmacalarla Tarih Öğreniyorum
    • Tarih Sunuları için tıklayınız.
    • En güncel tarih sunuları burada.

Anasayfa

1556 yılında Ruslar, Hazar Denizi'nin kuzeyinde bir Türk devleti olan Astırhan hanlığını kurmuşlardı. Osmanlı İmparatorluğu, hu tarihten t yıl sonra, 1569’da, Astırhan’ı Ruslardan kurtarmak için, bir sefer düzenlemeye karar verdi. Ancak asıl hedef, Don-Volga kanalını açmaktı. Astırhan’ın fethi, ikinci derecede bir iş sayılıyordu. Bu kanal açılırsa, Astırhan ve Kuzey Kafkasya, tabiî şekilde Osmanlılara geçecekti. Karadeniz’le Hazar Denizi’ni birleştirmenin tek yolu, Don ve Volga nehirlerini bir kanalla birbirine bağlamaktı. İki nehir, bir noktada karşılıklı dirsek yapıyor ve birbirine 50 kilo- metre kadar yaklaşıyordu. Bu suretle Karadeniz’in kuzeyindeki Azak Denizi’nden Don nehrine giren Osmanlı gemileri, Volga yoluyla Hazar Denizi’ne inebilecekti. Kanal kazıldığı takdirde, 950 kilometre kadar tutan Azak-Astırhan nehir yolu açılacaktı.
20.09.2017
XVI. asır sonlarının cihan tarihi çapında önemli hadiselerden biri, 1499’dan beri dünyan büyük devletleri arasında bulunan Portekiz’in siya varlığının son bulmasıdır. Bütün XVI. asrı doldun bir mücadeleye rağmen Hind Okyanusu’nda Portekizlileri yok edemeyen Türkler, Afrika’nın kuzeybatı ucunda, Fas’ta bu işi başardılar.
20.09.2017
Oruç Reis, Türkiye’den gelerek Cezayir’de kendi hesabına devlet kuran bir denizciydi. Büyük bir teşebbüs dehasıyla birkaç yıl içinde bütün Cezayir’i ele geçirmiş, bir avuç Anadolulu levendle büyük bir ülkeye hâkim olmuştu. Cezâyir kıyılan, devrin en kuvvetli Hıristiyan devletinin, İspanya’nın hâkimiyeti altındaydı. İspanyollar, yerli Araplara kan kusturuyorlardı. Onun için Araplar, Türkleri bir kurtarıcı olarak karşıladılar. Fakat birtakım menfaatler dolayısıyla, İspanyolları tutan yerliler de vardı.
14.09.2017
XVI. asır, Türklerin 22 asırlık tarihlerinin en büyük devresidir. XVII. asır da, Türklerin büyüklük çağlarından biri sayılır. Bu asırda Osmanlı Türk imparatorluğu hafif bir gerileme gösterdiği halde, Hindistan Türk imparatorluğu, yüzyılın son yıllarına kadar yükselmekte ve gelişmekte devam etmiştir. Bu yazımızda, Hindistan Türk imparatorluğunun XVII. asrın ikinci yarısında gerçekleştirdiği bir sanat şaheserinden, Tâc - Mahall’den bahsedeceğiz.
14.09.2017
1839 Tanzimat inkılâbına kadar İstanbul'da Topkapı Sarayı’nda Osmanlı imparatorluğunun en yüksek dereceli öğrenim müesseselerinden biri bulunuyordu. Bu müessese, Enderûn idi. Enderûn’a girebilmek için, Galata Sarayı, İbrahimpaşa Sarayı, İskender Çelebi Sarayı, Eski Saray, Edime Sarayı gibi orta dereceli saray mekteplerinden çıkmış olmak lâzımdı. Bu mekteplerden yetişen zekâ ve kabiliyet sahibi gençler, seçilerek Enderûn’a alınırdı. Bazan büyük devlet adamlarının çocukları ve ünlü sanatkârların doğrudan doğruya padişah emriyle Enderûn’a alındığı da olurdu.
14.09.2017
1040 yılında kazandıkları Dandânakan zaferiyle Büyük Türk Hakanlığı tahtına yerleşen Selçukoğlu Tuğrul Bey ile halefi olan yeğeni Alp-Arslan zamanlarında Türkler, Bizans’la karşı karşıya gelmişlerdi. 30 yıl içinde Selçuklu Oğuz Türkleri, her yıl biraz daha büyük çapta olmak üzere birçok Anadolu akını ve seferleri yapmışlar, bu büyük ülkeyi olgun bir meyve hâline getirmişlerdi. Son bin yıllık Türk tarihinin umumî akışı, güneybatıya, açık denize, Anadolu’ya doğru olmuş, Selçuklular bu akışa, önüne geçilmez bir tufan derecesinde güç kazandırmışlardı. Türk akıncıları, Ege’ye kadar her yıl Anadolu’yu tarıyor, Bizans hâkimiyetini yıkmak için zemin hazırlıyorlardı. Bizans tahtında oturan İmpârâtor Romanos Diogenes, Türklere karşı sefere çıktıysa da bir sonuç alamadı. Nihayet Selçuklulara darbe vurmak kararıyla 13 Mart 1071 günü büyük ordusuyla başkenti İstanbul’dan ayrıldı.
14.09.2017
Türk kavimlerinden Göktürkleri konu alan Ergenekon Destânı, Büyük Türk Destânı’nın bir parça¬sıdır. VI. yüzyıl ortalarında Türkleri yeniden birleş¬tiren Göktürklerin menşeini açıklamak isteyen bu destanın özeti şöyledir: Türk illerinde Göktürklere baş eğmeyen bir yer yoktu. Bunu kıskanan yabancı kavimler, birleşerek Göktürklerin üzerine yürüdüler. Maksatları öc al¬maktı. Göktürkler, çadırlarını ve sürülerini bir yere topladılar. Çevresine hendek kazıp beklediler. Düş¬man gelince, vuruşma da başladı. On gün vuruşuldu. Sonunda Göktürkler, üstün geldi.
14.09.2017
Osmanlı Türklerinin, yükseliş çağlarında, XV. ve XVI. asırlarda kazandıkları savaşların gerçekçi bir açıklaması yapılmış değildir. Türk ordusunun, çok defa kendinden kalabalık bağlaşık Avrupa ordularını yendiğini yazan tarihler, bu zaferleri, Türk askerinin kahramanlığının ötesinde bir açıklamaya bağlamak lüzumunu duymamışlardır. Halbuki Osmanlı Cihan İmparatorluğunun kurulmasını sağlayan bu zaferlerin sırlan, sanıldığından daha girifttir.
14.09.2017
XVI. asırda Türk Osmanlı Cihan devletinin en büyük düşman ve rakiplerinden biri de Portekiz krallığı idi. Bilhassa deniz gücü ve deniz ticareti bakımından büyük devletler arasında bulunan Portekiz, Hind Okyanusu’nda yaptığı ticaretle çok zenginleşmişti. Portekiz, Hind denizlerinde yalnız ticaret yapmakla kalmıyor, zayıf Müslüman devletlerine de musallat oluyordu. Hindistan ve Endonezya’da bulunan bu devletler, halifelik sıfatını da taşıyan yeryüzünün en kudretli hükümdarı olan Türkiye hakanından yardım istiyorlardı. Bu yardımı sağlamak için, Kanunî Sultan Süleyman zamanında Hind Okyanusu’na, Hindistan’a, hattâ Endonezya’ya birçok sefer yapıldı. Bu yazımızda, Osmanlı Türklerinin Endonezya seferlerinden bahsedeceğiz.
14.09.2017
Teoman Yabgu’nun Kuzey Asya’da Büyük Türk Hakanlığını kurduğu yıldan, Milat’tan önce 220 yı¬lından, 854 yıl geçmişti. Milâd’ın 634. yılında Büyük Türk Hakanlığı, mühim bir kriz devresine girmişti. Bu çağda, Büyük Türk Hakanlığının başında Gök¬türk hanedanı bulunuyordu. Türklerin en büyük ve an’anevî düşmanı, Çin imparatorluğu idi. Göktürk hanedanından gelen 10. Büyük Türk Hakanı Çuluk Kağanı Çinliler, bir Çin prensesi olan eşi İçing Ha¬tun eliyle zehirletmişlerdi. 621 de zehirlenerek ölen Çuluk Kağan’ın yerine kardeşi Kara Kağan geçti ve İçing Hatun’la, yani dul yengesiyle evlendi. Kara Kağan, zayıf bir şahsiyetti. Çinli eşinin entrikalarıyla büsbütün yanlış hareketler yapmaya başladı. Üst üste gelen soğuklar ve kıtlık yılları da Türk illerinde büyük zararlar meydana getirdi. Bu durumdan faydalan Çinliler kuzeye Türk ülkelerine büyük bir ordu gönderdiler. Kara Kağan yenildi. 100.000 Türkle beraber Çinlilere esir oldu. 4 yıl Çin’de yaşadı. Ke¬derinden öldü.
11.09.2017
... 17 ...

 


Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi5
Bugün Toplam449
Toplam Ziyaret1282493
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar42.504642.6749
Euro49.866150.0659
Saat